28 Aralık 2022 Çarşamba

Yargıtay'dan emsal ev ipoteği kararı: Eşin rızası olmadan yapılamaz!


Ekonomik darboğaza düşen Y.B., bir bankadan kredi çekti. İddiaya göre, banka Y.B.'nin eşi ile birlikte yıllardır kullandığı apartman dairesini ipotek ettirdi. Durumu öğrenen kadın mahkemenin yolunu tuttu.

Davacı kadın, evine davalı banka tarafından rızası alınmaksızın ipotek tesis edildiğini, yasa gereğince eşin rızası olmadan ipotek tesis edilemeyeceğini, bankanın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasını talep etti.

Davalı banka avukatı, dava konusu taşınmaza aynı banka tarafından 2001 ve 2006 yıllarında iki ayrı ipotek tesis edildiğini, davacının bu ipoteklerden haberi olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu öne sürdü. İpotek tesis işlemi yapıldığı anda tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını savunan avukat, davanın reddini istedi.

Aile mahkemesi, davalı banka tarafından ipotek tesis işleminden önce tanzim ettirilen ekspertiz raporunda birinci katın kullanıldığının tespit edildiğine, yapılan kolluk araştırması ve dinlenen tanık beyanlarına göre de ipoteğe konu taşınmazın uzun yıllardır davacı ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullandığının anlaşıldığına dikkat çekti.

Kararda Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri gereği diğer eşin açık rızası olmadan aile konutuna ilişkin tasarrufta bulunulamayacağı, bu nedenle davacı eşin rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına hükmedildiği belirtildi. Kararı davalı banka vekili temyiz edince devreye Yargıtay 11. Hukuk Dairesi girdi. Daire, oy birliği ile aldığı kararla mahkeme hükmünü onadı.

Emsal nitelikteki kararla birlikte eşin rızası alınmadan aile konutu olarak kullanılan daire ipotek ettirilemeyecek.

Kaynak; https://www.ntv.com.tr/turkiye/yargitaydan-emsal-ev-ipotegi-karari-esin-rizasi-olmadan-yapilamaz,EZ-1FZ0Gt0--DOFc3xhOig

Yargıtay'dan ikinci el araçlar için emsal karar!


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, "gizli ayıp" kapsamında kalan kilometresi düşürülmüş ikinci el araçla ilgili sorumluluğun, bilmese bile satıcıda olduğuna karar verdi.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre bir kişi, 2020'de 21 bin 300 liraya 1993 model bir araç satın aldı.

Daha sonra aracın kilometresinin düşürülmüş olduğunu öğrenen kişi, aracı satın aldığı kişiye durumu bildirdi. Satıcı ise kilometre düşürme işlemini kendisinin yapmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını savundu.

Satın aldığı aracın 2015 kayıtlarına göre, 277 bin kilometrede olduğunu, 2019 kayıtlarına göre ise 127 bin kilometrede gözüktüğünü, bu nedenle daha yüksek bedel verip aldığı araç nedeniyle zarara uğradığını belirten alıcı, zararının karşılanması için dava açtı.

Yargılamayı yapan Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, araçtaki ayıbın gizli ayıp kapsamında kaldığını, bunun sorumlusunun dava dışı M.Ç. olduğunu belirledi. Yerel mahkeme, bu nedenle davalı satıcının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.

Kararın kesinleşmesinin ardından Adalet Bakanlığı, kanun yararına bozma isteminde bulundu. Bozma isteminde, satıcının, ayıpların varlığını bilmese dahi alıcıya karşı sorumluluğunun bulunduğu belirtildi.

Temyiz istemini görüşen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin hükmünü, sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozdu.

TAZMİNAT İSTEYEBİLECEĞİ İFADE EDİLDİ

Dairenin kararında, Türk Borçlar Kanunu'nun 219 ve devamı maddeleri kapsamında, davacının sonraki ayıba karşı davalıdan tazminat isteyebileceği ifade edildi.

Kararda, alıcının, devraldığı ürünü imkan bulur bulmaz gözden geçirebileceği ve üründe satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görmesi halinde bunu uygun bir süre içinde satıcıya bildirmek zorunda olduğunu aktarıldı.

Alıcının, bunu yapmadığı zaman, satılan ürünü mevcut haliyle kabul etmiş sayılacağı bildirilen kararda, şu tespitler yapıldı:

"Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen, niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur."

Kaynak; https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/yargitaydan-ikinci-el-araclar-icin-emsal-karar-2011543